- çekinmeden
- çekinmeden ungezwungen, frei; ohne weiteres
Türkçe-Almanca sözlük. 2013.
Türkçe-Almanca sözlük. 2013.
yalana şerbetli olmak — çekinmeden yalan söyleyebilmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
üzerine üzerine gitmek — çekinmeden sonucu tehlikeli olabilecek bir şeyle uğraşmak, yılmamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
gözünü kırpmadan — çekinmeden, korkusuzca ... yapmacıksız, düşündüğünü gözünü kırpmadan söyleyen, gösterişten kaçan, yerine göre alınganlıkları olan, kırdığı kimselerle uzun zaman dargın kalmayan bir yaradılıştaydı. N. Cumalı … Çağatay Osmanlı Sözlük
MÜDAHERE — Çekinmeden ve sakınmadan mukavele yapma … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
biperva — sf., esk., Far. bīpervā 1) Çekinmez, sakınmaz, korkusuz, gözü pek 2) zf. Çekinmeden, korkmadan … Çağatay Osmanlı Sözlük
damlamak — e 1) Damla durumunda tane tane düşmek Örtüye yağ damlamış. 2) nsz İçindekini damla damla akıtmak Musluk damlıyor. 3) nsz, e, mec. Bir yere çağrılmadan, çekinmeden gitmek, çıkagelmek Herkes yattıktan sonra şu fıstık ağacının altına damla. P. Safa… … Çağatay Osmanlı Sözlük
dert babası — is. Herkesin derdini rahatlıkla, çekinmeden, bir çözüm yolu bulabilir ümidiyle anlattığı kimse … Çağatay Osmanlı Sözlük
dobra dobra — zf. Sakınmadan, çekinmeden (söylemek, konuşmak) … Çağatay Osmanlı Sözlük
girişken — sf. Kendi kendine iş, uğraş yaratabilen, bir işe çekinmeden girebilen, başkalarıyla kolayca ilişki kurabilen … Çağatay Osmanlı Sözlük
kör kadı — is., tkz. Doğru bildiğini herkesin yüzüne çekinmeden söyleyen, sözünü esirgemeyen kimse Selamün aleyküm behey kör kadı! M. A. Ersoy … Çağatay Osmanlı Sözlük
oldu olacak — zf. Çekinmeden, sıkılmadan Oldu olacak bunu makamla söyle de bari biraz eğlenelim. O. C. Kaygılı … Çağatay Osmanlı Sözlük